top of page
m.jpg

9/D

Atatürk ve yemek  alışkanlıkları
 

Atatürk’ün yemek alışkanlıkları, onun sade yaÅŸam tarzını, disiplinini ve Türk mutfağına olan sevgisini yansıtır. Mustafa Kemal Atatürk, gösteriÅŸten uzak ama düzenli bir yaÅŸam sürerdi. Sofraya yalnızca yemek yemek için deÄŸil, aynı zamanda düÅŸüncelerini paylaÅŸmak, ülke meselelerini konuÅŸmak ve çevresindekilerle fikir alışveriÅŸinde bulunmak için otururdu. Bu nedenle onun sofrası, bir anlamda ikinci bir “meclis” gibiydi.

Atatürk’ün en sevdiÄŸi yemeklerin başında kuru fasulye, pilav ve yoÄŸurt gelirdi. Bu sade ama besleyici üçlü, onun sofralarında sık sık bulunurdu. Özellikle kuru fasulyeyi çok sever, çoÄŸu zaman paÅŸa sofralarına özel yemekler hazırlandığında bile “bana kuru fasulye pilav yeter” derdi. YoÄŸurt ise neredeyse her öÄŸünde sofrada olurdu; bazen sade, bazen yanında sebze ya da et yemekleriyle birlikte tüketirdi.

Bunun dışında Atatürk, sebze yemeklerini de çok severdi. En çok pırasa, karnabahar, taze fasulye, ıspanak ve enginar gibi yemekleri tercih ederdi. Özellikle Ege mutfağının zeytinyaÄŸlı lezzetlerini sever, ağır yemeklerden pek hoÅŸlanmazdı. Et yemeklerinde ise genellikle ızgara, köfte, haÅŸlama veya tandır gibi sade piÅŸirme yöntemlerini tercih ederdi. Aşırı yaÄŸlı veya baharatlı yiyecekleri sevmezdi.

Tatlı konusunda ise oldukça ölçülüydü. En çok sevdiÄŸi tatlılardan biri irmik helvasıydı. Bunun dışında kabak tatlısı ve hoÅŸaf da sofralarında sık sık yer alırdı. Åžekerli yiyecekleri çok sevmediÄŸi için genelde hafif tatlılarla yetinirdi.

Atatürk içki olarak zaman zaman rakı içerdi; ancak bunu keyif için deÄŸil, genellikle uzun sohbetlerde, fikir alışveriÅŸleri sırasında dostlarıyla birlikte alırdı. Yanında genelde beyaz peynir, kavun ve leblebi bulunurdu. Fakat aşırıya kaçmaz, her zaman ölçülü davranırdı.

Sabah kahvaltısında genellikle beyaz peynir, zeytin, bal, tereyağı ve ekmek yerdi. Kahvaltılarda çayı çok severdi ve gün içinde de sık sık çay içerdi. Ayrıca Türk kahvesi onun vazgeçilmezlerindendi; özellikle akÅŸam yemeklerinden sonra bir fincan sade Türk kahvesi içmeyi alışkanlık haline getirmiÅŸti.

Atatürk yemek konusunda israfı hiç sevmezdi. Sofrada yemeÄŸin boÅŸa gitmemesine, herkesin tabağındakini bitirmesine özen gösterirdi. AÅŸçılarına her zaman “sade, temiz ve milli yemekler yapın” derdi. Yabancı mutfaklardan etkilenmemiÅŸ, her zaman Türk mutfağının doÄŸal lezzetlerine baÄŸlı kalmıştır.

Kısacası, Atatürk’ün yemek alışkanlıkları; onun sade, ölçülü, halkına yakın ve milli deÄŸerlere önem veren karakterinin bir yansımasıydı. Sofrası zengin deÄŸil ama anlamlıydı; orada yalnızca yemek deÄŸil, fikirler, planlar ve geleceÄŸe dair umutlar paylaşılırdı.

Ülkü Adatepe, Mustafa Kemal Atatürk'ün en küçük manevi kızı. BebekliÄŸinden beÅŸ yaşına kadar Atatürk'ün yanında Çankaya KöÅŸkü'nde yaÅŸamış, kendisi beÅŸ yaşında iken manevi babası Atatürk ölene kadar ona yurt gezilerinde eÅŸlik etmiÅŸ ve onun çocuk sevgisinin simgesi olmuÅŸtur.

Yaşamı

Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öÄŸretmeni ve gar ÅŸefi Mehmet Tahsin ÇukurluoÄŸlu'nun kızıdır. Zübeyde Hanım'ın küçük yaÅŸtan itibaren yetiÅŸtirdiÄŸi Selânikli Vasfiye Hanım, Zübeyde Hanım'ın ölümünden sonra bir süre Mustafa Kemal Atatürk'ün kız kardeÅŸi Makbule Hanım'la kalmış; Atatürk, kendisini Gazi Orman ÇiftliÄŸi'nde istasyon ÅŸefliÄŸi yapan Mehmet Tahsin Bey'le evlendirmiÅŸti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey'in çocukları olacağını öÄŸrendiÄŸinde -ister kız ister erkek olsun- Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk, Ülkü'yü dokuz aylıkken Çankaya KöÅŸkü'ne aldırdı ve biraz büyüdüÄŸünde onu yurt gezilerine götürmeye baÅŸladı. Yıllar boyu kullanılan ünlü Alfabe'nin kapağında Atatürk'ün isteÄŸi üzerine Atatürk'ü minik Ülkü'ye harfleri öÄŸretirken gösteren Ä°hap Hulusi tarafından yapılmış resimleri yer aldı. Ülkü, Atatürk'ün çocuk sevgisinin simgesi oldu.

Manevi babası Atatürk öldüÄŸünde Ülkü beÅŸ yaşındaydı. Atatürk'ün ölümünden sonraki dönemde eÄŸitimini tamamlamadı. Genç yaÅŸta evlendi. İlk evliliÄŸini, Atatürk'ün bir diÄŸer manevi kızı Sabiha Gökçen'in amcasının oÄŸlu olan üsteÄŸmen ve daha sonra Kastamonu milletvekili Fethi DoÄŸançay  ile yaptı. Bu evliliÄŸinden iki erkek çocuk sahibi oldu.

İkinci evliliÄŸini 1962 yılında yaÄŸ tüccarı YeÅŸua Bensusen ile yaptı. Bu evlilik, eÅŸinin Musevi olması nedeniyle sansasyon yarattı. Üçüncü evliliÄŸini ise iÅŸ insanı Öke Adatepe ile yaptı.

Ölümü

YaÅŸamını, eÅŸi Öke Adatepe ile Ä°stanbul'da sürdürmekteydi. 1 AÄŸustos 2012'de TEM'de Sakarya-Akyazı yolu üzerinde geçirdiÄŸi trafik kazasında öldü. Zincirlikuyu Mezarlığı'nda yatmaktadır.

bottom of page