1881-1938

Atatürk, 1928 yılında yeni Türk harflerinin (Latin alfabesi) kabulünden sonra ülkenin dört bir yanını dolaşarak bu yeni alfabeyi bizzat halka öğretmek için büyük bir seferberlik başlatmıştı. Bu kapsamda bir gün Dolmabahçe Sarayı'ndan çıkarak bir okula gitmeye karar verir.

Sınıfa girdiğinde, ders veren genç bir öğretmeni görür. Öğretmen, Gazi'yi karşısında görünce heyecandan ve saygıdan ders anlatmayı bırakır, yerinden fırlayarak "Buyurunuz Paşam" der.

Atatürk, öğretmenin bu tavrına şu tarihi cevabı verir:

"Hayır, siz buyurun. Bu sınıfta, bu tahtanın başında asıl söz sahibi sizsiniz. Siz konuşmalısınız. Ben sadece bir dinleyici, bir öğrenci olarak buradayım. Lütfen dersinize devam edin."

Öğretmen, "Ama Paşam, siz..." diye sözünü tamamlamaya çalışsa da Atatürk sözünü keser ve:

"Burada bir milletvekili, bir başkomutan ya da cumhurbaşkanı yok. Burada bir öğretmen ve onun öğrencisi var. Lütfen, yerinize geçiniz ve dersinizi anlatınız."

Bunun üzerine genç öğretmen, Atatürk'ün bu büyük saygı ve tevazuu karşısında duygulanır, toparlanır ve dersini anlatmaya devam eder. Atatürk, bir öğrenci gibi sıralardan birine oturmuş, son derece dikkatle ve saygıyla öğretmeni dinlemiştir.

Ders bitiminde ise öğretmene teşekkür ederek onunla gurur duyduğunu belirtmiş ve şunu söylemiştir:

"Milletin cevherini asıl işleyen ve yarınlara hazırlayan sizlersiniz. Sizin kıymetinizi asla unutmayın."